Kenosis

“Senin imanına asla inanmadım. Benim için senin imanın belirsiz ve nevrotikti.
Kimi yönlerden zalimce, aşırı hislerle dolu ve ilkelceydi. Ve şimdi sana yanıt
bulmuş dualardan bahsedeceğim. İstersen buna gülebilirsin.”

Bergman I., Kış Işığı, 1963

RTAK6oo8c

Eklemlerimizde davetkar olacak kadar yoksunu olduğumuz bilinç durumunun önce çağrısına cevap verdik medenilik kaygısını uzaktan seyreden gözlerimizle. Ve bir mum daha yaktık kaybolmuş ahlakı müdafaa eden hazzın bütünselliğine. İçsel bir aldanış dediklerindeyse onlara çürümüş etlerimizden parçalar ayırdık. Etiklik sınırlarıyla mühürlenmiş dudaklarınızın çözülmesine incinen melekler, yokluğa akan sulara saldı soysuz saflarınızı. Siz tanrının sahalarında meleklerle savaşırken biz zevkin gölgesinde tirbişon arıyorduk. Ne yazık ki taaruz meydanında varlığınıza içlenmiş m82, delik deşik yaptığı bağırsaklarınızı titrek ellerinizle içeri yerleştirmeye çalışan fikrinize ve ruhunuza sıçrayan yaratılmış en aciz varlık olma hissini yerleştirdi. Kafatasınız, sırtınızla bitişik dilimlendiğinde, uluyan ruhunuzu soyutladık yaşama dair tüm özlemlerden. Beyin sıvıları sıçrarken ledlerimize, birikmiş arzuların ıslattığı vecdinizden düşen bir yaş dahi silemedi kirliliğini vücudunuzun. Zaman üstlüğüne hakim görüşümüzle; bu akan yaş değil silik ideolojilerin bir zift gibi boşaldığı fikrinizin metaforu. Siz; maskeleri bir böcek kabuğuyla yıkanan bedenlerin boşalan kanlarını ve gittikçe çekilen damarların serbestliğini anımsatıyorsunuz. Huzurun terk ettiği meydanlarımızda sizlere kucak açan şey ayaklar altına aldığınız bok kokulu kefenleriniz sadece. Varlığınızın yarattığı çukurlarda biriken yaşlar, mezar taşınıza uzanan sarmaşıklara döndüğü gece acı haykırışlarınızı duyan sağır yarasaları selamlayacağız. ”Bizi karanlığa bürüyen geceye andolsun ki; çıkardığımız huzursuzluk yaratılana nefret ve bizi günahlara gömen kör kayboluşumuza binaendir.”
˗˗˗˗˗˗˗˗˗˗˗˗˗ Kirli kültürünüze eşlik eden cahiliyet esrarına manamızın aşılamaz olduğunu göstereceğiz.